Avukat bey bu sefer de evlendirmeden boşadınız bizi, ne meraklısınız bu konulara
dediğinizi duyar gibiyim. İnanın ben meraklı değilim, bu soruları yoğun bir şekilde sizler
soruyorsunuz. Soruların yoğunlaştığı yerlerde de bizler faydalı olacağına inandığımız
açıklamalar yapıyoruz. Yoksa benim merak ettiğim bir şey yok, hatta bu mevzuların elinden
usanmışız ki aman kimseler duymasın.
Efendim evlilik yoluna girmiş çiftlerin bu işin ciddiyetini ilan ettikleri en önemli
merasim malumunuz üzere nişan merasimidir. Nişan kız tarafına, düğün de erkek tarafına
düşer gibi tartışmalara girmeyeceğiz, zira o konuda toplum içinde ihtisaslaşmış ve bu işin
kitabını yazacak eş dost akrabalarınız zaten vardır. Bizim mevzu iş bozulunca ortaya çıkan
hukuki durumlar için.
Heyecanla başlayan nişan işleri bazen sonu ayrılıkla, yüzükleri birbirinin yüzüne
fırlatmakla bitebiliyor. Nişan bozan kişilere karşı “…………üzülmeyin,daha yola çıkmadan
yolları ayırdınız, ilerleyen aşamalarda olsa idi çok daha sıkıntılı süreçler sizleri
beklerdi…………” şeklindeki kısa ve öz tavsiyelerimizi de buraya not düşelim.
Tabi nişan bozulması sonrasında karşımıza maddi ve manevi açıdan birçok külfetler
çıkıyor, bunlar ne olacak ? Birbirimize o kadar hediyeler aldık, bu kadar masrafa girdik, zarar
içinde zarardayız, bunları iade etsinler gibi bir çok mesele. İşin özü maddi tazminat ve manevi
tazminat hakları. Yazımızın konusu manevi tazminat hakkı var mı yok mu olduğu için maddi
tazminat mevzusuna kısaca değineceğim.
Nişan Bozulması Sebebiyle Maddi Tazminat Hakları Nelerdir ?
Türk Medeni Kanun’un 120. Maddesine göre haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozan veya
kusurlu bir davranışı yüzünden nişanın bozulmasına sebep olan taraf karşı tarafa tazminat ödemekle yükümlüdür. Burada tazminattan kastımız maddi tazminattır.
Maddi tazminat kavramına ise kısaca şu yükümlülükler girer
- Dürüstlük kuralı çerçevesinde ve evlenme amacıyla yapılan harcamalar,
-katlanılan maddi fedakârlıklar,
-nişan giderleri Yargıtay’ın istikrar kazanan kararlarında bu masrafların kişilerce evlenileceğine güven duyularak yapılmış olması şartı özellikle aranmaktadır. ( Buraya dikkat kesilelim ) Bu sebeple
nişanlanmadan önce veya nişanlılık ilişkisi sona erdikten sonra yapılan masrafların tazmin edilmesi mümkün olmayacaktır.
Açılan davada davalı, nişanın haklı bir sebeple sona erdiğini veya kusurunun bulunmadığını ispat edebildiği takdirde tazminat sorumluluğundan kurtulabilecektir.
( Buraya da dikkat ! ) TMK Madde 120’ye göre, yukarıda belirttiğimiz şartların varlığı halinde yalnızca nişanlı değil, nişanlının anne babası veya onlar gibi hareket eden kimseler de diğer taraftan tazminat isteyebilecektir. Nitekim genel olarak nişanlanan gençlerin malı mülkü olmuyor, daha
hayatın başında oldukları için zararları bu kişilerden tazmin etme imkanı da olmuyor. O halde bu davaların bir anlamı da kalmıyor. Biraz bunu engellemek için biraz da bu işlerin içinde direk aileler de yer aldıkları için hep birlikte sorumlu olmalarının önü açılmış bulunmaktadır.
Ayrıca yukarıda belirttiğimiz “……Onlar gibi hareket eden kimseler…….” ifadesinin içeriği
oldukça geniştir. Bu kişiler evlenmenin yapılacağı kanaatiyle masraf yapan akrabalar olabileceği gibi örneğin Darülaceze gibi bir kurum da olabilir. Ancak sırf gösteriş için yapılan masrafların tazminatı mümkün olmayacaktır. Kanunumuz lüksü sevmez. Lüksü seveni de korumaz. Burada önemli olan nokta masrafların dürüstlük kuralına uygun olarak ve evlenileceği kanaatiyle yapılmış olmasıdır.
Ayrıca tarafların kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın taraflarca birbirlerine verilen
hediyelerin de iade edilmesi gerekir.
Bu konularda açılacak davalarda da zamanaşımı 1 yıldır. Bu süre nişanlanmanın sona erdiği tarihten itibaren başlar.
Peki Nişan Bozulması Sebebiyle Manevi Tazminat Hakkı Var mı?
Nişan bozulunca moraller de bozulur elbet. Hatta sadece moraller değil, fiziksel ve psikolojik olarak sağlık da bozulabilir. Özellikle bazı insanlar çok daha kötü etkilenip depresyona girebilir. Bütün hayatını olumsuz yönde etkileyen kötü bir dönem de geçirebilir. Böyle olunca kusuruyla nişan atan veya atılmasına sebep olan taraftan manevi tazminat isteyebilir o halde sonucu çıkar gibi gelse de kazın ayağı öyle değil değerli okurlar.
Yargıtay’a göre sadece nişan bozulmuş olması nedeniyle duyulan üzüntü nedeniyle manevi tazminat istenemez. Bunun sebeplerinden birincisi, bir insan başka bir insanla hiçbir sebep yokken de evlenmekten vazgeçebilir, kimse onu bu hususta zorlayamayacağı için bu iradeye saygı duyulmaktadır. İkincisi de her şart altında bu ayrılık nedeniyle yaşanılacak olan üzüntünün doğal görülmesidir. Yargıtay kararına özetle değinelim;
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/19432 E. , 2018/5848 K. Sayılı kararında
“……………..Nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve
menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz.Bir kere nişanlandıktan sonra tazminat ödeme tehdidi altında bulunmak suretiyle evlenmeyi taraflar için zorunlu hale getirebilecek şekilde manevi tazminata hükmedilemez. Ancak nişanın bozulması nedeni ile fahiş bir zarar doğmuş ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir……………..” demiştir ve durumu
netleştirmiştir.
Hülasa sadece nişan bozulması sebebiyle manevi tazminat istenemez. Ancak nişan bozulması nedeni ile fahiş derecede zarar gören ve bu nedenle kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf manevi tazminat isteyebilir.
Azizim, yolunuza güzel yoldaş çıksın, nişan veya evlilik ne yaşarsanız yaşayın en
güzelini yaşayın. Ama doğru kişiyle yola çıktığınızdan emin olun. Olur da sizin için yanlış
kişi olduğunu anladınız. Öfkeyle hareket etmeden, uzlaşmacı tavır sergileyerek ve kimsenin hakkına girmeden tatlı tatlı yolları ayırmaya bakın. Bu tavır hayatınız boyunca sizi mutlu edecektir. Faydalı olması dileğiyle ve saygılarımla…….